Herkesin hayatında içinden çıkamayacağını düşündüğü kaos zamanları olmuştur mutlaka… Ama büyük, ama küçük… Kimimizde yoğun izler bırakmış, kimimiz akıllıca yönetip gelişimimize destek olması yönünde faydaya dönüştürmeyi başarmışızdır hayatımızda…

Peki kaos nedir? Hiç düşündünüz mü? Kaos eski Yunanca’da düzenin zıttı olarak, farklılıkların kaybolduğu, yani düzenin ortadan kalktığı her şeyin homojen bir sıvı kitlesine dönüştüğü deniz demektir… Kaos dendiğinde bizim aklımıza gelen ise her şeyin birbirine girdiği ve sonucun felaket olduğu bir süreçtir. Kaos ve düzen arasında karşılıklı bir salınım vardır aslında, kalp atışları gibi, ritim değişikliğine uğrar ama sonra eski ritmine geri döner….

Yaşantılarımız da böyle değil midir? Hiç bitmeyecek sandığımız karmaşalar biter gider ve yönettiğimiz şekliyle düzen geliverir bir anda hayatlarımıza… Bir anne adayını düşünün… Çektiği sancılar, sonrasında bir nefes ve bir çığlıkla alır bebeğini kucağına…

Sistem her zaman bizi iyiye evirmek için uğraşır aslında… Anlaşmalarımız doğrultusunda öğrenmeyi seçtiğimiz deneyimler için yaşarız sıkıntı diye etiketlendirdiğimiz her durumu… İlk anda anlamadıysak şayet, sistem bizi o deneyimi anlamamız için sıkıştırır durur sadece… Taki biz anlayana kadar…. Anlamadıysak ne mi olur, en sonunda kaos diye nitelendirdiğimiz durumla karşı karşıya kalırız hayatlarımızda…

Ve sonrası mı??? Sonrası işte tamamen bize bağlı… Kaos aslında dönüşümün başlangıcıdır…

Kaos olmadan düzen olmazmış sözünü duymuşsunuzdur… Henry Adams “Kaos tabiatın kanunuydu; düzen ise insanın rüyası…” demişti.  Peki düzen dediğimiz bu rahatlık alanına ulaşmak için ne yapmalıyız? Aslında kural çok basit;  Seçim yaparak…  Ne düşünürsek, ne hissedersek biz sadece o kişiyiz çünkü… Büyük bir karmaşanın içindeyken nasıl iyi şeyler düşünebilirim ki, deyişinizi duyar gibiyim… Çok ta haksız sayılmazsınız, ancak geleceğinizin bulunduğunuz anlarda şekillendiğini hatırlatmak isterim…

Hayatta karşımıza çıkan her şey yalnızca bizim yansımamızdır aslına bakarsanız… Yaşadığımız kaos anları da buna dahil… İçinde bulunduğumuz o karmaşa anlarımızda hangi duygu durumu baskın ise biz o durumu, sadece o duyguyu dönüştürebilmek için yaşarız… Dönüşmesi gereken duyguyu fark ettiğimiz anda, kaosunda dönüşümünü başlatmış oluruz… Her karmaşa anını hayat planımızda bizi ileri iten, itici güç olarak görüp, titreşimimizi sevgiye yükselttiğimiz anda dönüşümümüz tamamen desteklenir.

Bizler, beden gömleği içinde ki ruhsal varlıklarız… Ve her duygu ve düşüncemizin de birer frekansı var… Aynı radyo dalgaları gibi… Bizim frekansımız sadece ve sadece sevgiden yana olduğunda kaos zamanlarını kolaylıkla dönüştürebilir, hayat planımızda olmamız gereken yere doğru ilerleriz…

Sevgimle

Devrim KASİMİ